Her içicinin dahil olması gereken, mutlak bir ihtiyaçtır.

Doğru adımlara, doğru rehberliğe, doğru yönlendirilmeye kavuşarak, doğru bir sigara bırakma programı sonrasında mutlu bir içmeyen olmak, harika bir duygudur.

Aslında sigarayı bırakan kişiye bir motivasyon sağladığına inanılan, fakat kesinlikle tam tersi etkiyi yaratan şeydir.

Kaç gündür sigara içmiyorum?

Kaç para biriktirdim?

Kaç adet sigara içmemiş oldum?

Bu gibi detaylarla aklını sürekli meşgul eden biri tekrar sigaraya geri dönmesini engelleyebilecek midir?

Elbette hayır.

Gerçekten özgür ve mutlu hissederek hayata devam edenler bu gibi verileri asla umursamazlar. Doğal akışın, yaşamın keyfini çıkartırlar.

Oh be, sonunda kurtuldum? derler.

Kaç gündür sigara içmiyorum? Kaç paket içmemiş oldum? Kaç param birikti? gibi analizlerden motive olmaya çalışanlar, aslında sigara içme isteğine hala yoğun bir şekilde sahip olan ve bu isteklerini sarıldıkları motivasyon araçlarıyla bastırmaya çalışanlardır.

Bu gibi testler tam olarak kaş yapayım derken göz çıkarmaktadır. Çünkü, içiciye bir çok farklı seviyede bağımlı kişilik profili olduğunu ve kendisinin hangi seviyede olduğuna yönelik bir araştırma içine girmesi gerektiğini algılatır. Her bağımlının profiline özel farklı bir tedavi varmış gibi hissettirir.

İşin gerçeği, az bağımlı-çok bağımlı gibi bir ayrım söz konusu değildir, olamaz. Ya bağımlısınızdır ya da değilsinizdir. Ya siyahsınızdır, Ya beyaz. Bu konuda bir “GRİ” yoktur. Günde ister 1 paket için, ister 5 paket. İster 50 yıldır içiyor olun, ister 3 yıldır. Herkes için geçerli olan kural basittir. Nikotin bağımlılığı birkaç gün içinde sona erer, sorunun büyük parçası olan psikolojik bağımlılık ise her yaştan içicinin doğru yardımı aldığında aynı kolaylıkla üstesinden geldiği bir şeydir.

Ülkemizde bulunan sigara bırakma poliklinikleri ve çeşitli diğer sigara bıraktırma kurumları ne yazık ki, bazı ilaçlarla veya kablolarla,iğnelerle içicilere yardım sunma çabasındadır. Ve içicilerin yaşadıkları sorunun esas kısmı olan psikolojik bağımlılığın detaylıca üzerinde durup, bu konuda içicileri aydınlatan ve doğru farkındalığa sahip olmalarını sağlayacak bir yardım sunamamaktadırlar.

Bu stratejiyle sergilenen yaklaşım tamamen sorunun “fiziksel” kısmına odaklanmaktadır. Çeşitli hap ve ilaçların düzenli kullanımı sonrasında, içicinin içme isteğinden kalıcı olarak kurtulması “umulur“. Ancak gerçekler böyle değildir.

Buna ek olarak ne yazık ki, reçete edilen ilaçların çoğu ciddi yan etkilere sahiptir. Son yıllarda bununla ilgili artan oranda şikayetler almaktayız. Bu yan etkilerin başında, baş dönmeleri-ateş-bulantı-halüsinasyon-depresyona eğilim gibi durumlar var.

Ayrıca herhangi bir ilaç sigara içme isteğini bloke edebiliyor olsaydı bile, bu özellik ilacın kullanımı bırakıldıktan sonra blokajın devre dışı kalacağı ve sigara içme isteğinin geri geleceği anlamını taşırdı. Bu durumda içici,sigara bağımlısı olmak yerine ömür boyu bir ilaç bağımlısı olmayı mı seçmek ister?

Elbette hayır.

Fark yaratacak ve Türkiye’de sigara bırakma konusunda içicilerin başarısını etkileyecek en radikal hamle, sorunun çözümünün sigara içme isteği yaratan zihin yapısını değiştirebilmekten geçtiğini ve bu işi “kafada nasıl bitireceklerini” öğrendikleri zaman daha yüksek başarının sağlanacağını daha çok insanın anlamasına yol açmaktır. Doğru yardım hayat kurtarır…

Kafada bitirerek yeni bir sayfa açabilmiş kişi için, özgürlüğün ve giderek artan yaşam kalitesinin müthiş şekilde keyfini çıkarmaya başladığı süreçtir.

Sigara bırakma sonrasında elbette dikkat edilmesi gereken pek çok nokta vardır. Ve bunları Allen Carr Türkiye olarak sunmuş olduğumuz sigara bırakma terapilerinde çok detaylı biçimde katılımcılarımıza anlatırız.

Önemli olan bırakmak değil tekrar başlamayacak bir kafa yapısına erişmektir, bunu çok iyi biliriz.
Fakat hiçbir ön hazırlığa ve herhangi bir metoda sahip olmayan ve bilgi kirliliği yaratarak sigara bırakma sonrasında uyulması gereken kural listelerini etrafa savuran taktisyenlerden ve sözde stratejilerden uzak durmak, son derece faydalıdır.